Trafikte Çok mu Saygısızız?
Trafik, sabah işe giderken, öğle arasında yemeğe çıkarken, akşam eve dönerken, hafta sonu alışverişe çıkarken ya da gezmeye giderken hayatımızın yemek, uyumak, çalışmak gibi rutinlerinden biri. Zamanımızın büyük bir kısmı şu veya bu şekilde trafikte geçiyor. Trafik, aslında bir bakıma yaşam içinde dahil olduğumuz ev, ofis, okul, alışveriş merkezi gibi yaşam alanlarından biri. Peki, bu yaşam alanında ne ölçüde saygılıyız, bu süreci hem kendimiz hem de başkaları için ne ölçüde duyarlı davranarak çekilir kılmaya çalışıyoruz?
Trafikte Stres Yaratan Alışkanlıklarımız Neler?
Bazı davranışlar, herkes tarafından yanlış olduğu bilinse de kültürel bir alışkanlıkla yapılmaya devam eder. Toplumsal yapının adeta kimliğini belirleyen böyle toplum geneline yayılan davranışlar, yaşam kültürünün kalitesini de belirler. Bir ülkeyi ya da kenti yaşanır ya da yaşanmaz kılan aslında bu toplu davranış alışkanlıklarıdır. Bizim de kabul edelim ki, toplumsal olarak yerlere çöp atmak, sabırsız olmak, toplum geneli için değil bireysel çıkar için hareket etmek gibi bir sosyolojik yapımız var. İşte bu yapı, trafiğe nasıl yansıyor, trafikte başkalarını rahatsız eden ve en sık rastlanan olumsuz davranışlar neler, toplum bilimi gözüyle bakalım ve kendimizi eleştirelim ki belki bir yerde bir farkındalık yaratırız diye düşündük…
Gereksizken kornaya basmak: Türk insanının trafikte hiç tereddüt etmeden adeta refleksle yaptığı hareketlerden biridir kornaya basmak. Oysa geçtiğiniz ara sokakta yer alan konutlarda hasta, çocuk, bebek, yaşlı insanların olabileceğini, sizin umursamazca yaptığınız bu korna refleksinin belki de orada büyük bir strese neden olabileceğini, hatta o evin içinde sizin de olabileceğinizi hiç düşündünüz mü?
Acemiye acımamak: Hepimiz yaşamımızın bir döneminde araba kullanmayı öğrendik ve zamanla ustalaştık. Peki başkalarının öğrenmeye hakkı yok muAcemi bir sürücünün sizin 2 dakikada park ettiğiniz yere 10 dakika boyunca park edememesi, geri- ileri manevraları dakikalarca yapamaması sizce çok normal değil miZaten acemi olan bu sürücüye bir de korna çalmak, bağırmak onu strese sokmak yolun açılmasını ne ölçüde sağlar?
Bağırmak, el-kol hareketi yapmak: Trafik, öyle bir toplumsal alan ki, bazen bir sebeple tıkanır, bir araç seyir halindeyken stop edebilir, içindeki sürücü acemi olabilir yani her şey sizin hayalinizdeki gibi son derece seri biçimde akmayabilir. Bu durumda bağırmak, el- kol hareketi yapmak, korna çalmak ortamı da sizi de daha çok gerecektir. Burada biraz sabırlı olup beklemek, sorun çözülmüyor, sizin yol hakkınız ihlal ediliyorsa trafik yetkililerini aramak çok daha soğuk kanlı ve doğru bir davranış biçimidir.
Aciliyet / öncelik gözetmemek: Trafikte bazı araçların önceliği vardır. Örneğin ambulans, itfaiye, polis arabası gibi araçlar önceliklidir. Mutlaka yol vermeniz, yolu onların geçeceği şekilde açmanız gerekir. Ayrıca yakınını hastaneye yetiştirmeye çalışan bir araca da yol vermek gerekir. Unutmayın, o ambulansın içinde siz de olabilirdiniz.
Emniyet şeridini ihlal etmek: En sık yapılan ve “uyanık” sürücülerin çok sevdiği bir trafik ihlalidir. Oysa emniyet şeridi, trafiğin yoğunluğundan etkilenmeyecek şekilde ambulans, itfaiye gibi önceliği olan araçların seyri içindir. Bu alanı ihlal etmek, uyanıklık değil, saygısızlıktır.
Arabadan dışarıya çöp atmak: Kabul edelim ki, evini, kendi arabasının içini temiz tutmayı çok önemseyen ancak çöpünü sokağa atmaktan hiç çekinmeyen bir toplumsal yapımız var. Henüz çocuklukta kazanılması gereken “yerlere çöp atmama” alışkanlığı yıllardır toplumsal yapımızda istenen seviyeye ulaşamadı. Bu nedenledir ki, çok şık giyimli bir sürücünün kullandığı çok güzel bir otomobilin camından yola çöp atıldığına şahit oluruz.